İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | duty-free shop i. | gümrüksüz satış mağazası | ||
Tom bought a bottle of vodka and some perfume at the duty-free shop. Tom gümrüksüz satış mağazasından bir şişe votka ve biraz parfüm aldı. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | duty free shop i. | gümrüksüz mallar mağazası | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | duty-free shop i. | genellikle liman veya havaalanlarında o ülkenin vergi ve resimlerinden muaf malların perakende satıldığı nokta | ||
Ticaret/Ekonomi | duty-free shop i. | vergisiz/gümrüksüz satış mağazası | ||
Ticaret/Ekonomi | duty free shop i. | uluslararası sulardan transit geçişte veya havaalanlarında vergilendirilmemiş malların satıldığı dükkanlar |